(Mar 24, 2024) Açıklamalar Read more...   |    (Kas 25, 2023) Açıklamalar Read more...   |    (Kas 23, 2023) Açıklamalar Read more...   |    (Kas 22, 2023) Açıklamalar Read more...   |    (Eki 09, 2023) Açıklamalar Read more...   |   

Makale Dizini

Proleterya Partisi Komünist Toplum Mücadelesinin Yöneticisidir

Hatırlanacağı üzere neden parti diye sorup yanıtlarken şöyle demiştik: Burjuva düzene son verebilmek için proletaryanın bir güce ihtiyacı vardır. Bu güç ise, marksizmin ilkeleri temelinde oluşturulmuş ideoloji ile ezilen milyonların bir partinin maddi birliğinde buluşturulmasıyla mümkündür.

Peki, bu nasıl olacak? Ezilen milyonların proletarya partisinde örgütlenmesiyle mi? Birinci olarak, komünist parti, işçi sınıfının partisi olduğuna göre ezilen milyonları partide örgütlemesi zaten mümkün değildir. İkincisi, “Kapitalizm altında (daha ilkel olan, ve gelişmemiş katmanların bilincine daha kolay ulaşabildikleri) sendika örgütünün bile, işçi sınıfının tümünü ya da hemen hemen tümünü kucaklayamayacağından, aklı başında hiçbir komünist kuşku duymamıştır..” der Lenin. Öyleyse sorumuz halen ortada duruyor. Marksizmin ilkeleri temelinde oluşturulmuş ideoloji ile ezilen milyonları bir partinin maddi birliğinde buluşturulması nasıl olacak?

Lenin, “...biz sınıfın partisiyiz ve bu yüzden, hemen hemen tüm sınıf (savaş sırasında, iç savaş döneminde, kesinlikle tüm sınıf) Partimizin yönetimi altında hareket etmelidir, Partimizin çevresinde saflarını mümkün olduğu kadar sıklaştırmalıdır...” diyerek bu soruyu yanıtlamıştır. 21Parti, çevresinde partisiz kitlelerin (proletaryayı ve ezilen milyonları) saflaşmalarını sağlayacak bir yönetim sergileyerek bunu başarır. Stalin, Parti sadece örgütlü bir müfreze değil, aynı zamanda işçi sınıfının bütün örgüt biçimleri içinde, diğerlerini yönetmek misyonuna sahip “en üst örgüt biçimi”dir. En üst örgüt biçimi olan, sınıfın en iyi insanlarından oluşan, ileri bir teori, sınıf mücadelesi yasalarının bilgisi ve devrimci hareketin tecrübesiyle silahlanmış olan Parti, işçi sınıfının tüm diğer örgütlerini yönetmek için her türlü imkana sahiptir ve yönetmekle yükümlüdür”(62) der.

Lenin’in devrimi ve komünist toplumun inşasını partinin yönetici misyonuyla sıkı bir bağ içinde ele alır. Gerek devrim öncesinde gerekse devrim sonrasında sık sık, partililere hitap ederken yönetmeyi öğrenmeliyiz diye seslenmiş, bu konuda bir çok makale yazmıştır. Parti bir orkestranını şefidir. Bir biriyle en uyumsuz çalgıların bile dinleyenleri mutlu edecek şekilde ahenkli çalmasını sağlayacak bir orkestra şefi. Bu nedenledir ki, Bolşevik partinin niteliklerini, bu en temel misyonunu yerine getirmesini sağlayacak şekilde belirlemeye azami özen gösterilmiştir. Partinin başta proletarya olmak üzere kitlelerle kurduğu sıkı ilişkinin de; kendi saflarında yarattığı sıkı birliğinde amacı budur. Başta proletarya olmak üzere ezilen milyonları yöneten bir parti yaratmak.

Parti yönetme yükümlülüğünü, parti organları ve bunların bulunmadığı yerlerde de partililer vasıtasıyla yerine getirir. Bir parti üyesi bulunduğu her yerde kendi şahsında partinin de orda olduğunu ve parti adına bulunduğu yeri yönetmekle yükümlü olduğunu bilmek zorundadır. Bu bakış açısıyla yaklaşmayan hiçbir komünist partili düşünülemez. Nedeni açıktır. Eğer kendisi o alanı yönetmeyi hedeflemiyor ve bunu nihayetinde başaramıyorsa, o alanın yöneten ya burjuvazidir ya da k.burjuvalardır. O alanda bulunan emekçi sınıflar ve ezilen yığınlar burjuva ideolojisinin etkisi doğrultusunda, onun hedefleri doğrultusun da yönetiliyordur. Bu durumda, burjuva düzeni yıkacak gücün yaratılması nasıl mümkün olacak? Bu nedenledir ki, her komünist bulunduğu alanı yönetmekle yükümlüdür.

Bunun zorunluluğunu bilmek, her komüniste o alanı yönetebilmesi için gerekli donanıma sahip olma iradesini, isteğini verecektir. Komünistlerin bulundukları alanı yönetebilmek için her türlü imkanı (ileri bir teori, sınıf mücadelesinin yasalarının bilgisi, devrimci hareketin teçrübeleri) mevcuttur. Yönetme zorunluluğunda olduğunu bilmek bir komünisti emekçi sınıflarla daha fazla iç içe olmaya, çölde bir su göletine saldırır gibi bu imkanlara saldırmaya, kendini bunlarla donatmaya yönlendirir. Yönetebilmek için var olan örgütlenme araçlarını en iyi biçimde değerlendirmenin yolarını bulmaya bunların olmadığı, yetmediği veya herhangi bir nedenle kullanılamaz olduğu yerlerde de yeni yeni örgütlenme araçları keşfetmesine neden olur.

Partinin yönetici, önderlik edici misyonuna karşı çıkanlar veya bunu zayıflatıcı yaklaşımlar içinde olanlar ise her zaman olmuştur. Bunlara Bolşeviklerin yanıtı şöyledir: “ Menşeviklerin, Partinin yönetici rolünü küçümseme ve aşağılama çabaları, Parti tarafından yönetilen tüm diğer proleter örgütlerin de zayıflamasına, dolayısıyla proletaryayı zayıflatmaya ve silahsızlandırmaya götürür, çünkü “iktidar uğruna mücadelede, proletaryanın örgütlen başka hiçbir silahı yoktur”.(62)

Ezilen milyonların örgütlülüklerini yönetebilmek için, komünistlerin yönetme anlayışının özünü iyi kavramak gerekir. Bunun için ise, proletaryanın ve komünizmden yana olan toplumun öncülerinin oluşturduğu Komünist Partinin kendini nasıl yönettiğine dair küçük bir örnek verilim.

Öncelikle yönetmek için bir örgütlülük gerekir. Ortada bir örgütlenme yoksa yönetilecek bir şeyde yoktur çünkü. Yukarıda Stalin’den aktarmıştık. Bir Bolşevik partide en üst yönetim organı kongredir. Ama kongreler belli aralıklarla toplanır. Bu yüzden kongre, belli görevleri tespit ederek bunların gerçekleştirilmesini ve güncel gelişmelere yönelik politikalar üretilmesi görevini belirleyeceği merkez komitesine devreder. Merkez komitesi alt organlarını onlar kendi alt organlarını kurarak bir örgütlenme yaratılmış olur.

En üst organı merkez komite (tabi kongreden sonra) en alt organı da köy komitesi olan bir örgütlülük olduğunu farz edelim. Bu durumda bu köy komitesi nasıl yönetilir. Bolşevik yönetim anlayışına göre; 1- merkez komitesi üyesi de dahil hiçbir yönetici organ üyesi “bir uğramışken, yolum buraya düşmüşken” diyerek veya herhangi bir görevle (komiteye seminer vermek, teknik incelemeler yapmak vs) orda bulunduğu için ne köy parti komitesinin nede bu komitenin üyelerinin faliyetlerine direk (öneri sunma, talimat vb şeklinde) müdahalede bulunmamalıdır, bulunamaz. 2-O alanın faliyetlerine müdahalede bulunma yetkisi sadece ve sadece o alandan sorumlu parti organına(organın bulunmadığı yerde parti üyesine) aittir. Nasıl ki o alanda yaşanacak tüm başarı başarısızlıkların sorumluluğu ona aitse, müdaOhalede bulunma hakkı da ona aittir. 3- O alandan sorumlu parti organında bulunan herkesin de direk müdahale yetkisi yoktur. Sorumlu organ içindeki görev bölüşümün de, bu sorumluluk hangi organ üyesine verilmişse müdahale onun vasıtasıyla yapılır. 4- O alandan sorumlu organ üyesinin bile, faliyetlere istediği gibi müdahale hakkı yoktur. a)Köy komitesinde yer alan partililerin köylüler arasındaki ideolojik-politik-pratik güvenilirliğini zedeleyecek, kuşkulu hale getirecek her türlü patrikten uzak durmak zorundadır. Çünkü, parti üyelerinin yönetme yeteneğinin zaafa uğratılması köy komitesinin köylüyü yönetme yeteneğini zaafa uğratır. Bu ise domino taşlarının bir birini devirmesi gibi zincirleme bir etki yaratır ve nihayetinde partinin yönetme yeteneğini zaafa uğratır. b-) O alandan sorumlu organın bir kararı söz konusu değilse, köy komitesinin sorumluluğunda ki alana ilişkin müdahalesi de sadece ve sadece tavsiye, yönledirme niteliğindedir. Bu tavsiyeyi ve yönlendirmeyi dikkate alıp almamak yerel komiteye kalmıştır.

Köy komitesinin tavsiyeler doğrultusunda veya değil aldığı tüm kararlarda sorumluluk kendine aittir. 4- Eğer ki, yerel komite üst komitenin bir kararı ile karşı karşıya ise buna uymak zorundadır.

Kararı hayata geçirmekle birlikte itiraz hakkı, tartışma hakkı vardır. Ve tüm bunların sonunda yine ikna olmuyorsa, bu karara itirazını partinin en üst organı olan kongreye iletme hakkı da vardır.

Yine Bolşevik partinin yönetim anlayışında demokratik merkeziyetçilik vardır. Yani bir parti komitesi içinde bir karar alınırken herkesin firiklerini söyleme hakkı vardır. Farlı fikirlerin olduğu durumlarda tartışma yeteri olgunluğa yani herkesin fikirlerini anlaşılır biçimde anlatması ve herkes tarafından anlaşılması sağlanana kadar sürdürülür. Farklı fikirlere bir birini ikna etme hakkı tanınır ve tüm bu sürecin sonunda yinede hem fikirlik sağlanamamışsa, oylama ile çoğunluğun yaklaşımı komitenin yaklaşımı olarak belirlenerek hayata geçirilir. Bu durumda bile;1- azınlıkta kalan düşünce sahipleri isterlerse üst organlara sözlü veya yazılı iletilecek raporlara şerh düşme ve kendi düşüncelerini iletme hakları vardır. 2- azınlıkta kalan düşünce, alınan komite kararını savunmak ve hayata geçirmekle yükümlüdür. Fakat bu sürecin sonunda, yani kararın uygulanmasından sonra eğer pratiğin kendi düşüncesini haklı çıkardığını düşünüyorsa, komitenin kararını yeniden tartışmaya açma ve pratiğin öğreticiliğini kullanarak değiştirme hakkı vardır.

Birkaç noktasını vurgulayarak göstermeye çalıştığımız komünist partinin yönetim anlayışının en temel yanı, tüm üyelerinin düşünce zenginliklerini ve yaratıcılıklarını koruyup geliştirebilmelerini ve sorumluluk sahibi ama en az onun kadarda hak sahibi olmalarını; ama bunların partinin sıkı birliğini zedelemeyecek bir şekilde hayat bulmasını sağlamaktır. Partinin sıkı birliğini bozmayacak şekilde tüm parti organlarının özerk çalışmasını sağlamaktır. İşte böyle bir anlayış aynı zamanda partinin sıkı birliğinin de güvencelerinden birini oluşturur. İnsanların farklı düşünebileceklerini, bu düşüncelerini ifade edebileceklerini, kendi düşüncelerini partinin düşüncesi haline getirebileceklerini, kendi yaratıcılıkları doğrultusunda eyleme geçebileceklerini AMA tüm bunların partinin sıkı birliği ve disiplini altında hayat bulacağını bilmektir proletaryanın en ileri unsurlarını komünist parti saflarında toplayacak olan. Bu yönetim anlayışı sayesinde, farklılıkların yarattığı zenginlikle güçlenmiş sıkı bir birlik kurulur ve hedef doğrultusunda yürünülür.

Burada parçanın bütünden koparılarak tek başına ele alınmasıyla doğabilecek yanlış yorumlara baştan engel olmak için, kastedilen düşünce ve yaratıcılık zenginliğinin, marksizmin ilkeleri doğrultusunda oluşturulmuş ideolojinin sınırları içinde anlaşılması gerektiğini belirtelim. Bir Bolşevik partinin kongresinde belirlenmiş ideolojik belirlemeler ve temel görüşlerde tartışılabilir. Ama sadece ve sadece kongre süreçlerinde. Kongre süreçleri dışında hiçbir zaman, bir Bolşevik partinin ideolojisi ve temel görüşleri, konumu ne olursa olsun hiçbir partili ve organı tarafından tartışılamaz, ima yoluyla bile olsa eleştirilemez.— İlkeli ama düşünce zenginliğine sonuna kadar açık; insanları ve örgütlülükleri yönlendirme ve harekete geçirmede ideolojik ve politik olarak ikna etmeyi esas alan; insanların ve örgütlülüklerin kendi faliyet alanlarında söz sahibi olmalarına azami özen gösteren bir yönetim anlayışı sayesindedir ki komünist parti, işçi sınıfının ve ezilen milyonların oluşturduğu örgütlenmeleri yönetme yeteneğini gösterir.

Son Söz

Sınıfsız sömürüsüz bir toplum, insanın yeniden insana ait soylu niteliklerle kuşanacağı bir toplum yaratılmasında proletarya partisinin üstlendiği misyonun önemi ve büyüklüğü tartışılmasızdır. Sıkı bir birlik içinde kitlelerle bağ kuran ve kitleleri yönetmeyi başaran bir parti, sınıfsızsömürüsüz bir dünyanın yaratıcısı olacaktır. Bir insan için en büyük onurda böylesi bir dava içinde olmak, bunu başaracak yegane partinin neferi olarak tarih yazıyor olmaktır. Örgütlü hiçbir komünistin aklından çıkarmaması gerek bir başka şeyde işte budur. İnsanlar bu gün ve gelecekte, onlara hep gıpta ile bakacak... bundan hiçbir kuşkumuz yok....

İ.Seyit Vardar

Komünist Sayı 9 (19), 2017

Login Form