Türkiye ve Kürdistan İşçi Sınıfına, Yoksul, Emekçi Halklarına!
Bu yılın 1 Mayıs'ını dünya proletaryasının, onunla birlikte Türkiye ve Kürdistan işçi sınıfının tarihsel görevle, pratik biçimde karşılaştığı koşullarda karşılıyoruz.
Bizim de dahil olduğumuz dünya koşulları iki ülke işçi sınıfının, tüm emekçi sınıflara, kapitalist düzenin aç ve yoksul bıraktığı kitlelere önderlik yaparak sömürü düzenini yıkma tarihsel görevini pratik olarak en öne çıkarmıştır.
Bu tarihsel görevin yerine getirilmesi en etkin ve en devrimci proleter enternasyonal dayanışma biçimidir. Şimdi kapitalizmi yıkma ve yerine insanlık tarihinin tanıdığı en insancıl, insana en yakışan toplumsal düzen olan sosyalizmi kurma görevini pratik olarak yerine getirmenin tüm koşulları ortaya çıkmıştır.
Bu koşulları hazırlayan ve böylesine olgun hale getiren, emperyalist-kapitalist sistemin tüm bir tarihsel gelişmesidir. Bütün bir tarihsel gelişmesi, tarihsel bir sistem olan kapitalizmi dünya tarih sahnesinden yıkılıp gitme noktasına getirmiştir.
İnsanlık, yeni bir tarihsel evrenin içine girmiştir. Derin, yıkıcı ve etkisini her yerde ortaya koyan bir kriz içindeki emperyalist-kapitalist sistem çöküyor. Buna karşılık, dünyanın dört bir tarafında işçiler, emekçiler, yoksullar kapitalizme karşı isyan ediyor, ayaklanıyorlar. Her yerde toplumsal devrimler filiz veriyor, olgunlaşıyor; bir gerçeklik haline geliyor.
ABD-İngiliz ve AB emperyalist devletleri, peşlerine takabildikleri kapitalist devletlerle birlikte bu tarihsel gidişi durdurmak için insanlığı nükleer bir savaşın eşiğine getirdiler.
Rusya'nın Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerini Nazi faşistlerin saldırısından korumak, Ukrayna'daki Nazi yuvalarını dağıtmak, emperyalistlerin askeri yayılmasına bir sınır çekmek için başlattığı savaş emperyalist-kapitalist sistemin çöküş sürecinde yeni bir dönüm noktası oldu.
İnsanlık tarihinde, kapitalist egemenliğin hüküm sürdüğü bir dönemin kapanış perdesi inmekte, yeni bir dönemin, toplumsal devrimler ve komünizme geçiş döneminin perdesi açılmakta.
İki Ülkenin İşçileri, Emekçileri, Yoksul, Ezilen Halkları
Türkiye ve Kürdistan devrim ülkeleridir. Topraklarımız devrim toprağıdır. Bundan elli yıl önce idam sehpasında bir bayrak gibi sallanan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, diğer tüm yoldaşlarıyla birlikte yaktıkları devrim ateşiyle bize bu eşsiz mirası bıraktılar. O gün bugündür, devrim korkusu sömürücü sınıfın, tekelci sermaye sınıfının ve onun politik güçlerinin yakasını bırakmadı.
O günden bugüne Türkiye ve Kürdistan birleşik devrimi sürekli gelişti ve bugün pratik bir mesele haline geldi. Türkiye ve Kürdistan'da birleşik devrim artık güncel, pratik bir sorundur. Bu koşullarda iki ülkenin işçi sınıfının, emekçilerinin, devrim güçlerinin önünde devrim ve iktidarın fethinden daha önemli, daha güncel hiç bir konu yoktur.
Uluslararası proletaryanın birlik, mücadele ve enternasyonal dayanışma günü olan 1 Mayıs'ı işte bu koşullarda kutluyoruz. Biliyoruz ki, en büyük enternasyonal dayanışma ve görev, her ülkenin işçi sınıfının kendi ülkesinde sömürücü burjuva sınıf egemenliğini bir devrimle yıkarak sosyalizme giden yolu açmasıdır.
İçinde bulunduğumuz dünya koşulları, bu enternasyonal devrimci görevin gerçekleşmesini daha çok mümkün kılmaktadır. Seçimlerle oyalanmanızı, yüzünüzü parlamentoya çevirmenizi isteyenlere; devrimi bilinmeyen bir geleceğe erteleyenlere kulak asmayın.
Bizi derin bir yoksulluğa ve dayanılmaz bir açlığa ittiler. İki ülkenin devrimci öncü işçileri, gelip kapıya dayanan açlık isyanlarına, yoksul ayaklanmalarına öncülük için hazır olmalılar. Ortaya çıkacak isyan ve ayaklanmaları en ileri noktaya, iktidarın fethine kadar götürmek günümüzün tek ve en önemli devrimci ve enternasyonal görevidir.
Emperyalistler insanlığı nükleer bir silahla tehdit ederken her zamanki ahmaklığı yaparak dünya işçi sınıfının, emekçi halklarının iradesini, savaş gücünü hesaba katmıyorlar. Oysa gördük, Sri Lanka'dan Avrupa kıtasına sömürülen, yoksulluğa sürüklenen emekçi sınıflar emperyalist barbarlığa ve kapitalist sömürüye başkaldırıyorlar. Avrupa işçi sınıfı ve diğer emekçileri emperyalistlerin kendilerini sürükledikleri koşullara karşı için için kaynıyorlar. Yunan ve İtalyan işçileri emperyalistlerin savaşına hizmet etmeyi açıkça reddettiler.
Bu nedenle çekinmeden diyoruz ki, dünya bizimle, gelecek bizimdir! Varsın emperyalist haydutlar, dünya burjuvazisi, yok oluşun kıyısında kudursunlar; insanlığı kan ve ateşle boğma tehdidinde bulunsunlar.
Biz kazanacağız!
Yaşasın Proletaryanın Uluslararası Dayanışma, Birlik ve Mücadele Günü 1 Mayıs!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
TKEP/Leninist
Merkez Komitesi
30.04.2022