Büyük altüst oluş günlerinin habercisi savaşın yoğunlaştığı dönemden geçiyoruz. Tekelci sermaye ve faşist Türk devleti Suriye’de ve Libya’da aktif bir dış savaşı sürdürürken, içerde baskıyı en üst seviyeye çıkardı. Toplum bu basınç altında patlamaya hazır bir kazan. Ayaklanmalar dönemindeyiz.
Partimiz Gezi sonrası gerçekleştirdiği II. Konferans’ta aldığı kararlarla bu ayaklanma sürecine hazırlıkları yoğunlaştırmış ve önüne Kongre toplamayı koymuştu.
Kongre Üyesi Değerli Delege Yoldaşlar,
25 yıl aradan sonra Parti Kongresi’ni topladığımız şu günde aramızda bulunmayan, Partimize öngelen THKO’yu kuran ve onunla Türkiye ve Kürdistan devrim tarihinde bir dönüm noktası oluşturan; THKO’nun kurucu liderleri ve iki ülke emekçi halklarının devrimci önderleri, kahraman savaşçılar Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan, Kadir Manga, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ı; faşist devlete boyun eğmeyerek ve teslim olmayı reddederek yiğitçe direnen ve bu yolda canını feda eden, yarattığı değerle devrimci-savaşçı geleneğin oluşumunda önemli rol oynayan Denizler gibi idam sehpasında komünizmin bayrağını elden düşürmeyen yoldaşlarımız, Seyit Konuk, İbrahim Ethem Coşkun ve Necati Vardar’ı; 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğünün terör ve işkencesine karşı direnirken, işkence sonu katledilen komünist yoldaşlarımız Halil Uluğ, Yusuf Ali Erbay ve Kazım Çakır’ı;
II. Kongre'de yapılan sunumlardan...
Kapitalizmin içine girdiği yeni evre gerçekten çok önemli. Emperyalist-kapitalist sistemden bahsedildiği yerde mutlaka bundan da bahsetmek gerekiyor. Bu anlaşılmadan çağımız ve geleceğimiz anlaşılamaz.
Bilim ve teknikteki gelişmeyi, bilimin bir üretici güç olarak üretim sürecine girmesini iyi anlamalıyız. Bu konuda birçok bilimsel makale ve somut verileri derleyen çalışmalar yayımlanıyor. Sadece otomasyon ve robotlar değil, artık yapay zeka üretim sürecinin içine giriyor.
II. Kongre'de yapılan sunumlardan...
Merhaba yoldaşlar,
Dışardan bir göz gibi -objektif- bakmaya çalıştığımda, büyük oranda yayınlarımızın da etkisiyle, politik gelişmeleri daha iyi tahlil edebildiğimizi görüyoruz.
Emperyalist-kapitalist sistem ekonomik anlamda bir hayli zor durumda. Sürekli sıcak savaşlara girmek istiyor ve bunun için neredeyse tüm ülkelere-çevrelere kışkırtıcılık yapıyor. Rojava’ya her ülkeden gönderilen katil sürüleri bunun bir göstergesi, Avrupa ülkelerine kadar sıçramış bombalı eylemler bunun bir göstergesi, emperyalizmin merkezlerinden olan ABD’nin insanlarını sınır dışı etmekle tehdit etmesi bunun bir göstergesidir. Bunun gibi daha onlarcasını sayabiliriz.
II. Kongre'de yapılan sunumlardan...
Gezi ayaklanmasında Partimizin yanlışlarının eleştirisi konuya ilişkin kitaptan çıkarılmıştı. Gerekçe, bu eleştirilerin tabanda yaratacağı moral bozukluğu. Ayaklanmanın rüzgarı, henüz sürüyorken, bu tarz eleştiriler moralleri bozmaz, tersine, ciddi bir özgüven yaratacağını savunuyorum. Bu nedenle, bu oturumda, kitaptan çıkarılan bölümün ele alınmasını ümit ederim.
II. Kongre'de yapılan sunumlardan...
Tam ilhakın en belirgin yüzü, işbirlikçi tekelciliğin bütün alanlarda hakimiyet kurmasıdır. 70’li yıllarda sanayi ve bankacılıkta sağlanan tekelleşme, son yıllarda, her zaman küçük patronların egemenlik sahası olagelmiş perakente ticarette, inşaatta, mobilya ve nakliye gibi pek çok alanda ortaya çıktı. AVM’ler bu sürecin taşıyıcı kolonlarından biriydi. Onbinlerce küçük patrona yataklık eden tekstil ve konfeksiyon sektörünün küçük atölyeleri, bir avuç perakende tekelinin fason üreticisi haline geldiler. Tarımsal üretim de bu sürecin dışında kalmadı. Fakat, burada, yani kırsal üretimde, önemli bir nüans var. Tarımdaki tekelleşme, üretim sahasından çok, dolaşım-ticaret ağında kuruldu.
TKEP/LENİNİST’in II. Kongresi, Türkiye ve Kürdistan’da uzun yıllardır süren iç savaşın yoğunluk ve yaygınlık kazandığı, dinci biçime bürünen faşizmin bu iç savaşı kazanmak için burjuva yasaları da bir kenara atarak, en vahşi yöntemleri kullandığı, faşist devlet güçlerine ek olarak, sivil faşist milisleri örgütlediği ve devrimin toplumsal güçleri üzerine devlet güçleriyle birlikte saldığı; buna karşılık işçi sınıfı ve diğer emekçi güçlerin, Kürt halkının, ezilen ulusal toplulukların, sokakları kararlılıkla doldurdukları ve yeni bir ayaklanma için güç biriktirdikleri bir zamanda başarıyla toplandı ve sonuçlandı.